Pastoral Yenilgiler
sessizlik uğultuları çınlıyor
otların kokusunda
harlanan hasretle
bir fellâh milyonlarca dalda
yer-
yüzünün kalbini yokluyor
terk edilmiş kuş yuvalarının içinden
küresel bir paçavra hücûm ediyor
Yara-
lanmış ayaklarına.
fellâh,
pişmankâr ve susluca
biliyor ki
orman içten içe damlıyor
yöresel yıkılış zamanı için
toprağı öpüp, uğrunda hasat olmanın
kutsal çığlığına tamamdı
vakit tamdı
Dur!
demek için
kıtlığa
ve güneşin askerleri
ahaliye kekremsi yenilgileri yutturan
pos bıyıklı geçmiş zaman karşısında
-yıkılmadan-
gül yapraklarından sağıyorlardı zaferlerini.
gerçek bir hıncın fırtınalarını dindiriyordu
çilelerin, zılgıtların büktüremediği
dizlerinde
kara saçlı kadınlar
yağız atların yılgın kulaklarına
hâlelenmiş bir gül olarak
takılıp
bahtına düşen demokrasiye
yahut haksız adalete
sarılmak düştü payına
Güneşin askerleri,
üleşin!
bu makam sizindir, sizin.
tepenin giderken ardında bıraktığı
yankısız vedanın
yüzümüze dinamolarla çektiği tebessümde
berekette
şûh iktifaya olan borcudur
yıllar geçtikçe çoğalacak bir ordunun
payıdır bu.
ölümlerin artıp
İçinin
-gidecek yerlerinin-
şehadete koyulduğunu
alınlarında vuruştukları yazının
kutsiyetini görünce
fellâh
bahtına sarılmayı bıraktı
Güneş gelen askerlerine
yüreklerin abstre kokusunda kavrulmuş sevdalar armağan ediyordu
ama ihtilâl için
daha çok gençti gök-
yüzü
şımarıp göğsüne iki okka aşk yedi
bakmak başıyla yukarıya
Fellâha hiç bir zaman
kâfi gelmedi
Bu yazı İkra'r Dergisi 6. Sayısında yayınlanmıştır.